• fransız sinemasının yükselen arızası, regarde la mer'in çadırda yaşayan canavarı marina de vandan directorial debut. esther (marina de van bizzat oyunuyor) kendini kesmekten haz alan post-modern bir genç kadındır...
  • fr. derimin içinde.
  • marina de van yönetmenliğinde, fransa'da gazetecilerin verdiği yılın en rahatsız edici filmi ( prix tres special ) ödülünü alan film. marina de van aslında bir oyuncu, bu da ilk yönetmenlik denemesi. fransa'da sadece iki sinemada gösterime girebilmiş, nedeni belli. başrolde yine kendisi oynuyor. filmin kahramanı esther gayet normal (!) bir genç kadın. bir kaza geçiriyor ve bacağı yaralanıyor. sonra kendi vücuduna bakmaya ve ilgi duymaya başlıyor. kendini yaralamadan duramaz hale geliyor ve her seferinde daha derin kesmeye başlıyor. zor bir film. meraklısına...
  • ifistanbulda gösterildigi sirada biri altyaziyi yollayan olmak üzere 2 kisinin bayildigi film.
  • gereksiz bi filmmiş, ben bugun bunu gordum. tatminsiz bi avrupalı apla, işi iyi, terfi ediyor, sevgilisi filan var,kendini kesip kesip yiyor. eeee... niye?
    bi de süper klişelerle dolu. "hadi ben partide karanlık bahçede gezeyim de başıma bi sey gelsin." "en yakın arkadaşıma daha filmin başında kendimi kestigimi ve bundan zevk aldıgımı söyleyeyim de seyirci anlamaya yorulmasın."
    oeehh. böylelerini oduncubaşı tahir efendiye yollamak gerek.
  • hakikaten de gereksiz bir filmmiş (bkz: arkadaşa katılıyorum ekolü).

    anladım ki, filmin gerilim ve korku kısmı filme girmeden evvel duyulan "3 kişi kusmuş", "5 kişi bayılmış" gibi laflarmış. filmdeyse kadın kendini yedikçe bizim gibi kimi seyirciler de patlamış mısırlarını yiyerek çatlak ablaya eşlik ettiler.

    filmdeyse gerilmek yerine eğlenmeyi tercih ettim.
    benim için filmin en bomba anı erkeğin, çatlak sevgilisine bağırdığı andı.

    - bacağın kesiliyor, her tarafın kanıyor. sen ise ilgilenmeyip kola içiyosun. (tammm o saniye sinemada biri kutu kolasını açar).

    bir de kendinden kestiği et parçalarını yolluk yapmasına bittim.. salam dilimleri gibi almış yanına..
  • sözkonusu hanimkiz(esther) üst bacak dolaylarinda calisirken arka siralardan ''bi newi kadinbudu kofte ehihi ''seklinde bi komiklik sewdalisini duyaraktan konsantre neyinden eser kalmadigi,hernekadar anlamsiz denilebilitesi yuksek bi film de olsa,gene de gidildigine pisman olunmayasi,gosterildigi saat itibariyle arada mini uykusal molalarin werildigi bi garip film.merak edilen nokta kadinin aldigi hazzin boyutudur benim nezdimde/psikolocisidir/aciklanasi(?) duygudurumudur.eah arada tata seklinde sempatik bi üsluplan banyoya girdiinde manitasinin o bacakimsi uzwunu gördüündeki kepcuk surat kalir akillarda,o olur.
  • (bkz: under my skin)
  • burda yazılanları gördükten sonra,anlaşılmamış (yada anlaşılması için üstünde hiç kafa yorulmamış) olduğunu düşündüğüm 2002 yapımı marina de van filmi.
    françois ozon'un under the sand ve 8 women gibi filmlerinde yardımcı senaryo yazarlığı yapmış yönetmenin, bir kaç kısa filmden sonra yazıp yönettiği (ve bizzat (!) kendi oynadığı) bir ilk filmdir.
    filmin, seul contre tous, irreversible gibi kendi ülkesinden çıkan yakın tarihli aykırı yapımlar kadar keskin tavırlı seyredilmesi zor bir film olduğu kesin...ama yinede filmin bütün derdinin, sırtını grafik bir şiddete yaslayarak seyirciden prim yapmak olduğunu düşünmüyorum...böyle düşünenler için, (ilgilisine) yönetmenin sinemada nasıl bir yol izlediğini anlamak adına, "dans ma peau" öncesi çektiği "psy-show" kısa filmini şiddetle tavsiye ediyorum (bu kısa film, "dans ma peau"' nun amerika'da "in my skin" adıyla çıkan dvd sinde mevcuttur) .
    iyi bir senaryo, şaşırtıcı oyunculuk gösterisi (hollywod'un taktir ettiği oscar lık performanslardan bahsetmiyorum) , kendine has mimimalist anlatımı (belki biraz "cronenberg" vari ama olsun!...amenna...),renk kullanımı, titiz sanat yönetmenliği çalışması ve sınırlı sayıda salon bulma riskine karşı filmin kendinden taviz vermeyen radikal yaklaşımı (...ki beni en çok etkileyen nokta bu) ne yapmak istediğini (bence) çok iyi bilen mükemmelliyetçi bu yeni, pırıl pırıl yönetmenin ikinci filmini beklemek için çok önemli sebepler...ben şahsen heyecanla bekliyorum...en az star wars episode 3'ü beklediğim kadar....
hesabın var mı? giriş yap